(...) Mahalle çocuğu, Saitin hikâyelerinde bir iki tane değildir; birçoktur. Bunu, onun bu yaşa kadar değişmemiş mizacına veriyorum. Bence Sait Faik ne genç hikâyecidir, ne ihtiyar. Bence o, kırkını aşmış bir mahalle çocuğudur.Ama sak�
Bu kitapta Sait Faik'in deniz kokusuyla, çocuk sesleriyle, balıkçı sohbetleriyle, martılarla, türlü türlü balıklarla donattığı sıcacık hikâyeleri bir araya getirildi.Seçme Hikâyeler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilköğretim öğrenci
"Önümüzde hayat... Her gün başka uykuya yatıp bir başka rüya göreceğiz. Halbuki zaman, ağır ağır bizimle beraber akan nehir, bir göle varıyordu. Bu gölde artık biz akmıyor, dalgalanıyorduk. Yahut bana öyle geliyordu."
Çocukluğumuzda ya da yeniyetmeliğimizde okuduğumuz bir öykü bazen bizi beş-on yaş birden büyütür. Kimi zaman edebiyat hayattan önce öğretir. Günümüzün on iki yazarı, Türk edebiyatından kendilerini büyüten on iki öykü seçip bu izl
"Sanatına onun kadar bağlı az yazar tanıdım. Sanatı dışında bir işle uğraştığını görmedim. Üne ermeye bile özenmedi, tanınmak için yazılarından başka hiçbir şeye başvurmadı." -NURULLAH ATAÇ- "Ben hikayeciyim diye sizden ayrı
"Namuslu adamdı Sait Faik, ömrü boyunca namuslu kaldı. Yalnız namuslu olmakla yetinmedi, insanları değerlendirmede en başta namus ölçüsünü kullandı. (...) yazış tarzında da gene ömrünün sonuna kadar namuslu kaldı. Hiçbir zaman şaş�
"Sait'in hayattaki bileti lüks mevki bileti idi. Ama o da tıpkı Barba gibi lüks mevkiden, birinciden, ikinciden hoşlanmıyor, soluğu hep üçüncüde, personel koğuşunda alıyordu."-Haldun Taner-"... O, Orhan Veli ile beraber, son neslin en kuvvet
"...Ben de dün akşamdan beri Hasan'a uyduracak hikâye düşünüyorum. Saatlerce düşündüm. Sabahleyin ilk vapurda yine düşündüm. Ne dersin?.. Bu sefer benim hikâyemi anlatırsın... Yağmurlu gecede bir adam geldi, dersin..." diyen büyük yaz